MALVARLIĞININ DONDURULMASI KARARINA KARŞI İTİRAZ DİLEKÇE ÖRNEĞİ
- İnsan Hakları
- Ocak 4, 2022
- 15 Dakika Okuma Süresi
Malvarligina-El-Koyma-Kararina-Karsi-Ağir-Ceza-Mh.-İtiraz-Dilekçe
ANKARA İLGİLİ AĞIR CEZA MAHKEMESINE
Gönderilmek Üzere Nöbetçi ANKARA … AĞIR CEZA MAHKEMESINE
MALVARLIĞININ DONDURULMASINA İTİRAZ EDEN: ….
VEKİLİ : Av…….
KARŞI TARAF : İçisleri Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı
İTİRAZA KONU RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN KARAR: İçisleri Bakanı ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından imzalanan Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 24 Aralık 2021 tarihli ve 31699 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20/12/2021 tarihli ve Karar Sayısı:2021/5 sayılı kararı.
KONU : İçisleri Bakanı ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından imzalanan Hazine ve Maliye Bakanlığının 24 Aralık 2021 tarihli ve 31699 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20/12/2021 tarihli ve Karar Sayısı : 2021/5 sayılı kararı ile müvekkilimin de isminin yer aldığı 770 kişinin malvarlığının dondurulmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı 6415 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca Ceza Muhakemesi Kanunun hükümlerine göre, ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir ve bu karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer hükmü bulunmaktadır. Yapılan bu başvuru ile Resmi Gazetede yayımlanan bu kararın itirazen incelenmek suretiyle kaldırılması talep edilmektedir.
AÇIKLAMALAR: 1- Müvekkilim. ……nin isminin de yer aldığı 24 Aralık 2021 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 770 kişinin malvarlığının dondurulmasına karar verilmiştir.
Bu kararla birlikte, mülkiyet sahibi (kira, emekli, SSK ödeneği… geliri) olan müvekkilimin, kendi emekleriyle sahibi olduğu, tüm malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi idari bir tasarrufla elinden alınmaktadır.
Buna göre, dondurulmasına karar verilen malvarlığının yönetimi mülkiyet sahibi kişi tarafından yapılmaya devam etmekte fakat, malların ortadan kaldırılması, tüketilmesi, dönüştürülmesi, transferi, devir ve temlik edilmesi veya benzer tasarruflarda bulunma yetkisi ellerinden alınmaktadır. Müvekkilim ve ailesi bu kararlar sebebiyle telafisi imkânsız şekilde mağdur edilmekte olup, bu mağduriyet hayatlarını devam ettirme imkânını ve geleceklerini de etkilemektedir.
2- Söz konusu Kararda gerekçe olarak, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanunu’nun 7. Maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ayni kanunun 3 ve 4. maddeleri gösterilmiştir. Bu maddelere göre, 3. maddede belirtilen fiillerin gerçekleştirilmesinde, tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek, bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlamak veya toplamak terörün finansmanı suçunu oluşturmaktadır (m.4).
Müvekkilim hakkındaki dosya incelendiğinde, görülecektir ki, müvekkilimin herhangi bir terör örgütüne veya teröriste fon sağlaması veya fon toplaması söz konusu değildir, bu konuda hiçbir delil bulunmamaktadır.
Müvekkilim hakkında terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla …yılında başlamış bir soruşturma vardır. Bugüne kadar, müvekkilim hakkında, hiçbir şekilde ayrıca terör örgütüne fon sağladığı iddiası gündeme gelmemiştir. Eğer bahsedildiği gibi, terörün finansmanı gibi bir fiil müvekkilim için söz konusu olmuş olsaydı, bu suç bugüne kadar soruşturmaya konu olurdu ve müvekkilim hakkında CMK’de düzenlenen tedbirler uygulanırdı. Çünkü benzer tedbirler CMK’da da yer almaktadır.
Soruşturma veya yargılama makamlarının yaptığı soruşturmada herhangi bir delil bulamadığı için soruşturma veya yargılamaya konu etmediği bir hususta, idari bir makamın aynı konuya ilişkin olarak karar alması, yargıya müdahale anlamı taşımaktadır ve açıkça Anayasaya ve insan hakları Sözleşmelerine aykırıdır.
3- 6415 sayılı Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanunu’nun 5 ila 16. maddeleri arasında “malvarlığının dondurulması” tedbiri düzenlenmiştir. Kanunun 7 nci maddesinin 3 ve 4. fıkraları 27/12/2020’de mevzuata girmiştir. 6415 sayılı Kanunun ilk halinde, Türkiye’de bulunan malvarlığına el konulmasına ilişkin bir düzenleme yokken, bu husus 27/12/2020’de çıkarılan 7262 sayılı Yasa ile 6415 sayılı Kanuna eklenmiştir.
6415 sayılı Kanunun 7. Maddesinde 2020 yılında yapılan değişiklik yapıldığı tarihte (yani 15 Temmuz 2016 sonrası), müvekkilimin malvarlıklarının üzerinde zaten hukuka aykırı olarak tedbir kararı bulunmaktadır. Malvarlıkları üzerinde hiçbir tasarrufi işlemi zaten yapamamaktadır. Savcılıkta ve mahkemede ifadesi dahi alınmayan ve kaçak halde yaşayan müvekkilimin teröre fon ve finansman sağladığı nasıl tespit edilmiştir? Bu konudaki “makul sebepler” nelerdir? Bu sebeplerin neler olduğuna ilişkin hiçbir objektif kriter müvekkilime bildirilmemiştir.
Öte yandan, yukarıda da ifade edildiği gibi 6415 sayılı Kanunun 7. Maddesinde 2020 yılında önemli değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişiklik öncesinde, Türkiye’de bulunan malvarlığı hakkında, idare tarafından 6415 sayılı Kanunda öngörülen DONDURMA tedbirinin uygulanması mümkün değildir. İdare, teröre fon sağladığını tespit ettiği kişilerin Türkiye’de bulunan malvarlığı hakkında ancak ilgili Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunabilecektir. Yoksa, idarenin Türkiye’de bulunan malvarlığı hakkında terörün fonlanması gerekçesiyle DONDURULMASI mümkün değildi.
Yani, Kanunun ilk düzenlenmesinde ikili bir ayırım vardır:
- Yabancılar ve yurt dışında bulunan malvarlıkları için DONDURMA;
- Türkiye’de bulunan malvarlığıyla bağlantılı olarak ilgililer hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca SUÇ SORUŞTURMASI açılacaktır.
Böylece suç işlediği iddia edilen kişilerin hem bu suçu işleyip işlemedikleri yargısal makamlar ve Anayasal güvenceler altında karar verilecektir. 27/12/2020 tarihli ve 7262 sayılı Kanunla madde değiştirilerek bu günkü haline getirilerek Anayasal ve yasal güvenceler bir tarafa bırakılmıştır. Söz konusu değişiklik, Anayasa’ya açıkça aykırıdır.
Müvekkilim hakkında idare tarafından uygulanan DONDURMA tedbiri de 2020 yılında yapılan bu değişikliğe dayanmaktadır. Oysa, MALVARLIĞININ DONDURULMASI TEDBİRİ, Anayasa’da teminat altına alınmış olan mülkiyet hakkına esaslı müdahaleyi kapsayan bir güvenlik tedbiridir. Anayasamıza (m.38) ve TCK’ya (m.7) göre, daha sonradan yürürlüğe giren bir güvenlik tedbiri, sanık aleyhine olacak şekilde GEÇMİŞE ETKİLİ OLARAK UYGULANAMAZ.
4- Aynı şekilde, İçişleri Bakanı ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından imzalanan Hazine ve Maliye Bakanlığının 24 Aralık 2021 tarihli ve 31699 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan bu kararı, “kanun niteliği” taşımamaktadır ve TCK’nin 2/2. maddesinde ifadesini bulan, “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz” hükmüne de aykırıdır.
5- İçisleri Bakanı ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından imzalanan Hazine ve Maliye Bakanlığının bu kararında, idareye verilen yetki ölçüsüz ve öngörülemezdir.
İsnadı öğrenme hakkı, müdafaa hakkının temel unsurlarındandır. Karara dayanak yapılan suçun ne olduğu, yeri, zamanı, kime karşı işlenmiş olduğu hiçbir suretle bildirilmemiştir.
Müvekkilimin malvarlığının hangi nedenle dondurulduğuna dair bilgisi bulunmamaktadır. Resmi Gazetede isminin yayınlanması ile bu durumu anlamıştır. Dolayısıyla, yargılama yapılmadan ve herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın Resmi Gazete ekindeki listeyle, terörist ilan edilen müvekkilim hakkında masumiyet karinesi, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkeleri ve dolayısıyla da adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir.
6- Mülkiyet hakkı Anayasa ve insan haklarıyla korunan en önemli haklardan birisidir. Bu nedenle bu hakka yapılan müdahalelerin yasal, açık ve öngörülebilir olması zorunluluktur. Oysa malvarlığının dondurulmasına esas teşkil eden “Malvarlığının Dondurulmasını Değerlendirme Komisyonu”nun kimlerden oluştuğu belli değildir. 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 9. maddesinde yapılan değişiklikle, bu Komisyonun kimlerden oluştuğu Kanundan çıkarılmıştır. Bunun yerine ilgili Yönetmeliğin 9. maddesinde düzenlenmiştir. Kimlerden oluştuğu bile belli olmayan yapısı bir yönetmelik değişikliğiyle kolayca değişebilecek Komisyonun böylesine önemli bir konuda karar vermesi açıkça Anayasaya aykırıdır.
7- Öte yandan, hakkında herhangi bir yargı kararı olmayan müvekkilim … nin isminin bir terör örgütüyle ilişkili biçimde teşhir edilmesi, özel hayata saygı hakkı bakımından kanunlara, anayasaya ve AİHS´ ne aykırıdır.
TC kimlik numarası, anne baba adı, doğum tarihi ve yeri gibi müvekkilimin kişisel hayatına dair çok fazla detayın alenileştirilmesi, özel hayatına müdahaleyi daha da orantısız ve ölçüsüz bir hale getirmiştir.
Bu şekildeki bir teşhir, TCK’nın 136 maddesinde düzenlenen “kişisel verileri yayma” suçuna da vücut vermiştir.
8- Ayrıca, masumiyet karinesi, özel hayata saygı hakkı ve mülkiyet hakkı ihlal edildiği halde bunlara ilişkin açıklayıcı ve hukuki bilgiler bu kararda bulunmamaktadır.
Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir (AİHS m. 6/2) Müvekkilim terör örgütü üyesi olarak gösterilmiş ve böylece masumiyet karinesinden yararlanma hakkı açıkça ihlal edilmiştir. Anayasanın 38/4 maddesine göre, “Suçluluğu hükmen (yargı kararı ile) sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.”
9- Anayasanın 38/6 hükmü uyarınca, “kanuna aykırı elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”. Zira “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlar” (AY m. 11). Müvekkilim hakkında yapılmış ve yapılacak işlemlerde, karar alınmadan önce toplanmış tüm deliller, hukuka uygun olarak toplanmış olmalıdır. Toplanan delillerin hukuka ve özellikle CMK’nın ilgili hükümlerine (örneğin CMK m. 135) uygun olduğunu gösterme yükümlülüğü devlet organlarına aittir. MİT, Emniyet ve Jandarma tarafından istihbari amaçlı toplanan bilgiler, yasalara uygun olarak elde edilmiş olsalar dahi, CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA kullanılamazlar.
10- Ayrıca, müvekkilim evli olup, … çocuğu bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, müvekkilim aileye karşı sorumluluklarından birisi de ailenin ekonomik giderlerini de karşılamaktır. Bu kural, aynı zamanda Anayasa’nın da bir gereğidir (m.41 Any.). Müvekkilim emeklidir. Gerek İcra ve İflas Kanunu, gerekse 5510 sayıl Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre, Anayasa ve Türk Medeni Kanunla uyumlu olarak, emekli maaşının haciz dahi edilemeyeceği benimsenmiştir. Hukuk sistemimizin bu genel kurallarına rağmen, müvekkilimin emekli maaşına ilişkin Banka hesabı üzerinde de bu tedbirin uygulanması, hukuksuzluğu daha belirgin bir hale getirmektedir. (Bu hususlar var ise)
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklandığı üzere, Müvekkilim ……nin isminin de yer aldığı İçisleri Bakanı ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından imzalanan Hazine ve Maliye Bakanlığının 24 Aralık 2021 tarihli ve 31699 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20/12/2021 tarihli ve Karar Sayısı : 2021/5 sayılı kararı ile 770 kişinin malvarlığının dondurulmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı 6415 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca Ceza Muhakemesi Kanunun hükümlerine göre ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Resmi Gazetede yayımlanan bu kararın itirazen incelenmek suretiyle kaldırılmasını vekaleten arz ve talep ederim.